Page 2 - EY-VG_Aralik_2019_v4
P. 2
Vergide Gündem
Mesut Karadağ
Uluslararası vergi hukukunda hibrit finansal
araçlar sorunu
Giriş
Son yıllarda gelişen mobil uygulamalar özellikle uluslararası ticaretle uğraşan şirketler
tarafından önemli ölçüde kullanılmaktadır. Bununla birlikte bilgi iletişim teknolojileri de
şirketlerin üretim ve yönetim sürecine dahil edilmekte ve vergi planlama stratejilerini
güçlendirme amaçlı kullanılmaktadır. Bu kapsamda özellikle Çok Uluslu Şirketler
(ÇUŞ), ülkelerin vergi mevzuatını detaylı biçimde tanımakta ve aynı durumlarda farklı
ülkelerde nasıl muamele yapıldığını görebilmektedir. Hibrit finansal araçlar, ülkelerin
finansal bir aracı farklı olarak nitelendirmeleri esasına dayanır. Bu farklı nitelendirme
sonucu şirketler, vergi planlama stratejileriyle vergisel yükümlülüklerini önemli ölçüde
azaltabilmektedir.
Vergi gelirlerinin azalması tehdidi karşısında ülkeler, hibrit finansal araçlar üzerinden
ve genel olarak diğer matrah aşındıran ve kâr transferine neden olan vergisel sorunlar
karşısında bir reaksiyon oluşturmaya çalışmıştır. Bunun neticesinde OECD, 15 adet BEPS
Eylem Planlarından ikincisini hibrit uyumsuzluklara ayırmış ve hibrit finansal araçların
vergilendirmede meydana getirdiği sorunlara da değinmiştir.
Bu çalışmada hibrit finansal araçların ne olduğu, vergilendirme sorununa nasıl yol açtığı,
uluslararası vergi anlaşma hukukundaki kapsamı ve OECD’nin konuya yaklaşımı ve
çözüm önerilerine yer verilmiştir.
1. Hibrit finansal araçlar
1
Türk Dil Kurumuna göre hibrit kelimesi “melez” anlamına gelmektedir . Dolayısıyla
hibrit; karışık, katışık, karma anlamına gelecek şekilde ifade edilebilir. Vergilendirme
açısından karma, katışık ifadelerinin anlamı, bir finansal araçtan elde edilen gelirin farklı
ülkeler tarafından farklı şekilde nitelendirilmesi ya da bir finansal aracın birden fazla
finansal özellik göstermesidir.
Finansal araç ise en genel şekliyle, bir kurumun başka bir kurumun yükümlülüğü
kapsamında finansal bir değerini edinmesini sağlayan bir sözleşme ürünü olarak
tanımlanabilir. Burada bir tarafın, diğer tarafın yükümlülüğü kapsamında edindiği değer,
borç ilişkisine dayanan alacak hakkı ya da ortaklık ilişkisine dayanan şirket hakkı olabilir.
Bu tanımlardan yola çıkarak, hibrit finansal aracın en genel tanımına ulaşmak
mümkündür. Hibrit finansal araçlar, gelir ya da vergiyi doğuran olayın tarafı iki ya da
daha fazla ülkenin; bir kurumun, diğer bir kurumun yükümlülüğü kapsamında elde
ettiği değeri vergisel açıdan farklı olarak nitelendirdiği; alacak hakkı ya da şirket hakkı
özelliklerinden birisini net olarak yansıtmayan sözleşme ürünleridir. Böylece hibrit
finansal araçların sahibine alacak ve şirket hakkını belirli ölçüde aynı zamanda veren
ve ekonomik özellikleri dikkate alındığında alacak hakkını temsil eden tahviller ile şirket
2
hakkını temsil eden hisse senetleri arasında bir noktada kaldığı ifade edilebilir .
Finansal araçların bu hibrit niteliği vergilendirme açısından nasıl muamele edileceğini de
önemli ölçüde etkilemektedir. Borç ilişkisine dayanan alacak haklarının getirisi faiz iken,
1 Türk Dil Kurumu, www.tdk.gov.tr (Erişim Tarihi:27.10.2019)
2 Emrah Ferhatoğlu, BEPS Projesinin Vergi Anlaşmaları Hukukunda Hibrit Finansal Araçlar
Sorununa Etkisi, Vergi Dünyası Dergisi, Sayı:326, Kasım 2015, s. 18
2 Aralık 2019