Page 18 - EY-VG_Aralık_2021_v3
P. 18

işçilerin ücretleri hakkındaki davaların beş yıllık zamanaşımına   olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki
          tabi olduğu belirtilmişti. Yargıtay da anılan düzenleme uyarınca   işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4.
          yıllık izin ücretinin beş yıllık zamanaşımına tabi olduğunu kabul   maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı
          etmekteydi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe   sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel
          girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra anılan Kanunda 818   sağlık sigortası hükümleri uygulanır. Bu sigortalıların uzun
          sayılı Borçlar Kanunu’nun 126/3 hükmüne yer verilmediği   vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, 50.
          gerekçesiyle yıllık izin ücretinin Türk Borçlar Kanunu’nun 146.   maddenin ikinci fıkrasındaki Türkiye’de yasal olarak ikamet
          maddesinde düzenlenen on yıllık genel zamanaşımına tabi   etme şartı ile aynı fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar
          olacağı ileri sürülmüştür. Ancak Türk Borçlar Kanunu’nun 147.   aranmaksızın haklarında isteğe bağlı sigorta hükümleri
          maddesinin gerekçesinde hizmet sözleşmesi hükümlerine göre   uygulanır. Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden
          çalışanların “dönemsel edimler” niteliğindeki ücret alacaklarının   yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz.”
          aynı maddenin 1. bendi kapsamına girmesi nedeniyle 818 sayılı   hükmü getirilmiştir. Ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik
          Borçlar Kanunu’nun 126. maddesinin 3. bendindeki hükmün   sözleşmesi imzalanmamış ülkelerde iş üstlenen işverenlerce
          ayrıca düzenlenmesine gerek görülmediği belirtilmiştir. 6098   yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk
          sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147. maddesinin 1. bendine   işçilerinden isteğe bağlı sigortalılık talebinde bulunanlardan
          göre, “Kira bedelleri, anapara faizleri ve ücret gibi diğer   Türkiye’de ikamet şartı aranmamaktadır. 5754 sayılı Kanun'la
          dönemsel edimler” beş yıllık zamanaşımına tabidir. Yıllık ücretli   yapılan değişiklikle, 5510 sayılı Kanun'un 5. maddesinin (g)
          izin dönemsel edim niteliğinde olup, buna ait ücret hakkında   bendi gereğince 2008 yılı Ekim ayı başından itibaren ülkemiz ile
          da anılan hüküm uygulanmalıdır. Nitekim 12.10.2017 tarih   uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde
          ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 15. maddesi ile İş   iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak
          Kanunu’na eklenen ek 3. maddede de yıllık izin ücretinin beş   üzere götürülen Türk işçileri hakkında kısa vadeli sigorta kolları
          yıllık zamanaşımına tabi olduğu açıkça düzenlenmiştir. Buna   ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanacaktır. Mahkemece
          göre yıllık ücretli izin alacakları fesihten itibaren 5 yıllık süre   bu hususlar gözetilmeden davacı işçinin yurt içinde çalışan
          içerisinde talep edilebilir, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe   işçiler gibi brüt ücretinin tespit edilmesi hatalı olmuştur. O halde,
          girdiği tarih ile İş Mahkemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği   Mahkemece davacının Ülkemiz ile uluslararası sosyal güvenlik
          tarih arasındaki dönemde de yıllık izin ücretinin tabi olduğu   sözleşmesi bulunmayan bir ülkede çalıştığı dikkate alınarak
          zamanaşımı süresi beş yıldır. Somut uyuşmazlıkta, davalı vekili,   ücreti brütleştirilirken yalnızca dosya kapsamından tespit edilen
          davaya karşı yasal süresi içinde açıkça zamanaşımı def'inde   net ücretine 5510 sayılı Kanun’un 5-g maddesi gereğince
          bulunmuştur. Davacı işçinin davalıya ait işyerinde kesintili   %5 genel sağlık primi eklenmek sureti ile sonuca gidilmesi
          olarak görev yaptığı, 14.01.2003 tarihinde çalışmasının sona   gerekmektedir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar
          ermesinden sonra davalı işyerindeki bir sonraki çalışmasının   verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
          19.10.2008 tarihinde başladığı dosyadaki bilgi ve belgelerden
          anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının 19.10.2008   Sonuç
          dönemi öncesindeki çalışmalarına ilişkin yıllık izin ücreti alacağı,   Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara
          iş sözleşmesinin 14.01.2003 tarihinde feshedildiği dikkate   karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye
          alındığında, dava tarihi itibariyle zamanaşımına uğramıştır.   Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı
          Davacının 19.10.2008 tarihi öncesindeki çalışmalarının sonraki   bozularak ortadan kaldırılmasına, dosyanın kararı veren İlk
          çalışmaları ile birleştirilmek suretiyle yıllık izin ücreti alacağının   Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı
          hüküm altına alınması hatalıdır.                    veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan

          Öte yandan, davacının yıllık izin ücreti alacağında dosyada   temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.06.2021
          mevcut imzalı yıllık izin talep formları ile bordrolarda yer alan   tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
          yıllık ücretli izin tahakkukları dikkate alınmaksızın hüküm
          kurulması da isabetsizdir.
          Mahkemece 19.10.2008-30.04.2014 tarihleri arasındaki
          çalışmalar yönünden, çalışma dönemi içine rastlamakla
          birlikte izinlerin kullandırıldığını gösteren imzalı yıllık izin talep
          formlarındaki izin günleri hesaplamadan düşülmeli, yıllık ücretli
          izin ödemesi adı altında bordroda yer alan tahakkukların işçinin
          farklı şantiyelerdeki çalışmalarının iş bitimi sebebiyle sona erdiği
          dönemlere rastlayıp rastlamadığı araştırılarak iş bitimi sebebiyle
          çıkışların verildiği dönemde yapılan izin tahakkukları işçinin
          banka hesabına ödenmiş ise hesaplamadan mahsup edilmelidir.
          Bu konuda eksik incelemeyle karar verilmesi hatalıdır.

          3- Davacının bilinen net ücretinden bilinmeyen brüt ücreti
            hesaplanırken eklenecek kesintilerin ne olduğu konusunda da
            uyuşmazlık bulunmaktadır.

          5510 sayılı Kanun'un 5/g. maddesinde 5754 sayılı Kanun'la
          yapılan değişiklikle; “Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi

     18                                                 Aralık 2021                                                                                                            Aralık 2021
   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23