Page 3 - EY-VG_Mayis_2023_v6
P. 3
Önsöz
Sayın Okuyucularımız,
“Vergide Gündem”in bu ayki sayısını, özel bir sayı olarak “KDV İadesinde Gündem” adı ile
hazırladık.
Dolaylı vergiler içinde KDV önemli bir yer tutuyor. 2022 yılı bütçe gerçekleşmeleri Hazine ve Maliye
Bakanlığınca “Aralık Ayı Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşme Raporu”yla açıklandı. Buna göre
2022 yılı vergi gelirleri 2 trilyon 353 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu vergi gelirleri içinde dahilde
alınan 175 milyar TL, ithalde alınan 579 milyar TL olmak üzere toplam 754 milyar TL’lik KDV yer
alıyor. Buna göre KDV 2022 yılında toplanan vergi gelirlerinin neredeyse üçte birini oluşturuyor.
Vergi gelirleri içinde oldukça önemli olan bu vergi, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu
ile 1984 yılında hayatımıza girdi. 1, 8 ve 18 olmak üzere üç farklı oran ile KDV tatbik ediliyor.
Oranların belirlenmesi için eşya tanımlamaları esas alınmakta ancak bu konudaki belirsizlikler
Kanun’un uygulanmasına zaman zaman ciddi sıkıntı yaratmaktadır. Son dönemde bu tartışmaların
önüne geçmek ve aynı eşyaya aynı KDV oranını yeknesak olarak uygulamak için gümrük
mevzuatında eşya tanımlamaları için Gümrük İstatistiki Tarife Pozisyonu (GTİP) uygulaması
yaygınlaştırılıyor. Ancak son dönemde temizlik ürünlerine yapılan KDV oran değişikliğinde olduğu
gibi halen eski uygulamalara rastlıyoruz ve bu durum da ciddi şekilde sorun olarak karşımıza
geliyor.
Ayrıca Kanun birçok istisna ve muafiyeti de barındırıyor. 40 seneye yakın tatbik edilen bu vergi
içinde en çok eleştirilen alanlardan birisi olarak bu konu karşımıza çıkıyor. Bu kadar fazla ve bir o
kadar da karmaşık istisna ve muafiyet maddelerinin olması Kanun’un sağlıklı uygulanmasının da
önüne geçiyor. Bu sayıda, hizmet ihracı, dahilde işleme rejiminden kaynaklı istisnadan yararlanma
gibi konulara da yer vermeye çalıştık.
Son bir konu olarak devren KDV sorununu gündeme getirebiliriz. Tartışma KDV’nin dolaylı vergi
olarak yansıtılabilen bir vergi olması gerektiğinden kaynaklanıyor. Ancak son dönemde yaşanan
devreden KDV sorunu nedeniyle üretici açısından bir maliyet olarak değerlendirilmeye başlanıyor.
Genel prensip gereği üretici yüklendiği KDV’yi bir sonraki üreticiye ve/veya tüketiciye yansıtmak
suretiyle tahsil ediyor, böylelikle üretici üzerinde bir KDV yükü oluşmuyor. Ancak gerek ithalatlar
gerek indirimli oran uygulamaları (ödenen KDV’nin hesaplanan KDV oranından daha yüksek oran
olması) bir alacak KDV pozisyonu artışına neden olunuyor. Hatta bu uygulamalar, KDV'nin nihai
tüketici üzerinde kalması ve dolayısıyla üreticiler üzerinde bir yük oluşturmaması prensibini
olumsuz yönde etkiliyor (devren KDV sorunu yaşayanlar için) ve bu nedenle KDV mekanizmasının
çalışma mantığı açısından uyumsuzluk yaratabiliyor.
Finansmana erişim şirketler için her zaman önemli bir konu. Bu dönemde finansman maliyetlerinin
arttığı dikkate alındığında KDV iade alacaklarının daha da önemli hale geldiği görülüyor. İade
sürecinin hızlı ve kolay olması her mükellefin temel beklentisi. Bu noktada verinin kullanımı ve vergi
daireleri ile paylaşımı konusunda dijital çözümler öne çıkıyor. EY Türkiye olarak da KDV iadesinin
alınmasına yönelik başvurularda dijital çözümler ile çalışıyoruz.
“KDV İadesinde Gündem” özel sayısında; KDV iadesine yönelik gelişmelere ilişkin açıklamaların
yanında güncel hayatımızda karşılaştığımız sorunlara ve çözümlerine ilişkin gelişmelere de
rastlayacaksınız. Özel sayımızı, kamu ve özel sektördeki yöneticilere faydalı olması dileğiyle sizlerle
paylaşıyoruz.
Saygılarımızla,
Erkan Baykuş Sercan Bahadır
EY Türkiye EY Türkiye
Vergi Bölümü Başkanı Global Ticaret Hizmetleri Lideri