Page 8 - EY-VG_Haziran_2019_v5
P. 8
Ölçülülük ilkesi elverişlilik, gereklilik ve orantılılık olmak üzere • Bu kapsamda Vergi İdaresince 213 sayılı Kanun’un
üç alt ilkeden oluşmaktadır. Elverişlilik öngörülen müdahalenin 30. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca resen tarhiyat
ulaşılmak istenen amacı gerçekleştirmeye elverişli olmasını, yapılması yoluna başvurulmayıp başvuruculardan KDV
gereklilik ulaşılmak istenen amaç bakımından müdahalenin beyannamesinde yer alan bazı indirim unsurlarının gerçek
zorunlu olmasını yani aynı amaca daha hafif bir müdahale ile bir teslim ya da hizmet ifasına dayanmadığının tespit edildiği
ulaşılmasının mümkün olmamasını, orantılılık ise bireyin hakkına gerekçesiyle bu indirim kalemlerinin ayıklanması suretiyle
yapılan müdahale ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir beyanlarının düzeltilmesinin istendiği,
dengenin gözetilmesi gerekliliğini ifade etmektedir. • Öte yandan süresinden sonra verilen düzeltme
beyannamesine ihtirazi kayıt koyarak dava açmak
Anayasa’nın 35. maddesi usule ilişkin açık bir güvenceden isteyen başvurucuların durumları, süresinden sonra
söz etmemiş olsa da mülkiyet hakkının gerçek anlamda pişmanlıkla verdiği beyanname üzerine dava açmak isteyen
korunabilmesi bakımından, AYM’nin çeşitli kararlarında da ifade mükelleflerden farklılık arz ettiği,
edildiği üzere mülk sahibine müdahalenin kanun dışı veya keyfî
ya da makul olmayan şekilde uygulandığına ilişkin savunma ve • Bu kapsamda pişmanlık hükümlerinden faydalanma yönünde
itirazlarını sorumlu makamlar önünde etkin bir biçimde ortaya bir irade göstermeden süresinden sonra düzeltme beyanına
koyabilme olanağının tanınması güvencesini kapsamaktadır. ihtirazi kayıt koyan mükellefin dava açabilme isteğinin
hukuken korunması gerektiği,
AYM derece mahkemelerinin yorumlarının Anayasa’nın 35. • Somut olayda mülkiyet hakkının öngördüğü usul
maddesinde güvence altına mülkiyet hakkının öngördüğü güvencelerinin sağlanamamasından dolayı müdahalenin
gereklilikleri içerip içermediğinin ve bu yorumların sonuçları başvuruculara aşırı bir külfet yüklediği, bu nedenle mülkiyet
itibarıyla mülkiyet hakkı sahibine şahsi olarak aşırı bir külfet hakkının korunması ile müdahalenin kamu yararı amacı
yükleyip yüklemediğinin değerlendirmesini gerçekleştirmektedir. arasında olması gereken adil dengenin başvurucular aleyhine
bozulduğu,
Somut olay bakımından da müdahalenin elverişliliği veya • Başvurucuların mülkiyet haklarına yapılan müdahalenin
gerekliliğine ilişkin bir olgu söz konusu olmadığından, ölçüsüz olduğu,
müdahalenin orantılılığı tartışılarak sonuca varılması gerektiği
ifade edilmiştir. gerekçeleri ile mülkiyet hakkı ihlaline ilişkin iddianın kabulü ile
Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet
• Karar ve gerekçe hakkının ihlal edildiğine ve ihlalin sonuçlarının ortadan
kaldırılması için ilgili Vergi Mahkemesince yeniden yargılama
Anayasa Mahkemesi konuyu; kabul edilebilirlik yönünden, esas yapılmasına oybirliğiyle karar verilmiştir. 6
yönünden (mülkün ve müdahalenin varlığı ile türü, müdahalenin
ihlal oluşturup oluşturmadığı, ilkelerin olaya uygulanması) ve Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi içtihadı kapsamında da vergi
6216 Sayılı Kanun'un 50. maddesi yönünden değerlendirerek; yoluyla mülkiyet hakkına yapılan müdahaleler, Sözleşme’ye ek
1 No.lu Protokol’ün 1. maddesinin (2) paragrafında öngörülen
• Hukuki bir ihtilaf içermediği müddetçe işin doğası gereği mülkiyetin kullanımının kontrolüne ilişkin üçüncü kural
mükellefin kendi beyanında bir hata bulunmaması gerektiği, kapsamında değerlendirilmektedir.
• Buna karşın her ne kadar matrahlarını en iyi
hesaplayabilecek olan mükelleflerin kendisi olsa da bazı IV. Sonuç
durumlarda mükellefler gelirlerinin istisna ve muafiyet gibi
nedenlerden dolayı vergiye tabi olup olmadığı konusunda İhtirazi kayıt eşliğinde verilen düzeltme beyannameleri
şüpheye düşebildiği, üzerinden yapılan vergi tarhiyatlarına ve cezalarına karşı
• Bu itibarla hukuki bir ihtilafın bulunduğu konularda açılan davaların esası incelenmeden reddedilmeleri nedeniyle
mükelleflere -kural olarak- verdikleri beyannamelere ihtirazi mükelleflerin mülkiyet hakkının ihlal edildiğine hükmeden
kayıt koymak suretiyle dava açma hakkı tanındığı, 27.02.2019 tarihli ve 2015/15100 başvuru numaralı AYM
kararına kadar Danıştay’ın konu ile ilgili istikrar kazanmış bir
• Aksi takdirde mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin keyfi
ve hukuka aykırı olduğunun ileri sürülebileceği etkin bir içtihadı mevcut değildi.
itiraz imkânı tanınmamış olacağından mülkiyet hakkı
sahibine aşırı bir külfet yüklemiş olacağı, Kanuni süresinden sonra verilen düzeltme beyannamesine
ihtirazî kayıt konulmasının dava açma hakkı vermeyeceği
• Böylece vergilendirmede mükellef aleyhine hukuka aykırılığa yönündeki muhtelif kararlar, mükelleflerin mahkemeye
yol açmamak ve bazı matrah unsurlarını hukuken tartışılabilir erişim hakkının ihlaline ve anılan beyannameler uyarınca
kılmak amacıyla ihtirazi kayıt kurumu önce yargı içtihatlarıyla gerçekleştirilen idari işlemlerin hukuki denetimden
geliştirilmiş ve daha sonra kanuni düzenlemeye konu olduğu, yoksunluğuna sebep olmaktaydı.
bu şekilde beyana dayanan tarhiyat (verginin hesaplanması
ve mükellefin borçlandırılması) işleminin dava konusu Mükellefler tarafından ihtirazi kayıt ile verilen düzeltme
edilemeyeceği yönündeki kurala bir istisna getirildiği, beyannameleri üzerinden yapılan vergi tarhiyatlarına
• Düzeltme beyannameleri verilmesinin Vergi İdaresinin bu ve cezalarına karşı açılan davaların esası incelenmeden
yöndeki isteğine dayandığı, reddedilmelerinin mülkiyet hakkının ihlaline sebep olduğuna
6 AYM’nin 27.02.2019 tarih ve 2015/15100 başvuru numaralı bireysel başvuru kararı
8 Haziran 2019