Page 8 - VGNisan_2018
P. 8

Genel olarak hukuk devleti, hukuki güvenliği sağlayan bir   yararlandığı yatırım indirimi tutarları üzerinden uluslararası
          kurallar bütünüdür. Hukuki güvenlik ise hukuk kurallarının   çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasına aykırı olarak fazladan
          genel ve uygulamalarının öngörülebilir olmasını, açık ve belirli   gelir vergisi kesintisi yapılması nedeniyle mülkiyet hakkının
          bir biçimde düzenlenmelerini gerektirir. Hukuki güvenlik   ihlal edildiğine ilişkin başvuruda bulunmuştur. Karar’da yatırım
          ilkesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Sözleşme’nin   indirimi istisnasından yararlanan kazançlar üzerinden 193
          önsözünde yer alan “hukukun üstünlüğü” ilkesi ile yakından   sayılı Kanun’un geçici 61’inci maddesi kapsamında uygulanan
          ilişkilidir. Sözleşme, temel hak ve özgürlüklere yönelik   stopaj oranına ilişkin farklı içtihatların bulunması ve Kanun
          yanlış müdahalelere engel olmanın yanı sıra, temel hak   uzun süredir yürürlükte olmasına rağmen ilgili hükmün
          ve özgürlüklerin ihlaline yol açabilecek nitelikteki hukuki   yorumunda birliğin sağlanamaması nedeniyle hukuki belirlilik
          düzenlemelere karşı da koruma sağlamaktadır. Sözleşme   ve öngörülebilirlik ilkelerinin zedelendiği belirtilmiştir. Bu
          sisteminin niteliği dolayısıyla, hukuki güvenlik ilkesine yer   durumda vergilendirme suretiyle mülkiyet hakkına yapılan
          verilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları, bu ilkenin   müdahalenin belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerini taşıyan bir
          etkilerini görebilmemiz açısından önem taşımaktadır. 14    kanuna dayanmadığı sonucuna ulaşılıp, açıklanan nedenlerle
                                                              başvurucunun Anayasa’nın 35’inci maddesinde güvence altına
          3. Mülkiyet hakkı açısından                         alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir. 17
          Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yanı   Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konuya ilişkin benzer
          sıra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını da dikkate   birçok kararından biri olan 07.10.2011 tarihli Serkov-Ukrayna
          almak durumunda olduğu için Anayasa Mahkemesi’nin vergi   Davası Kararı’nda da aynı durumla karşılaşmaktayız. Başvurucu,
          uygulamalarına ilişkin bireysel başvuru kararlarında Avrupa   idare tarafından hukuka aykırı bir şekilde KDV ödemekle
          İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına sıkça atıf yapılmaktadır.   yükümlendirildiğini ve bu vergilendirmeyle 1 No.lu Protokol’ün
          Bu kapsamda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde olduğu   1’inci maddesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bunun üzerine
          gibi, Anayasa Mahkemesi'ne yapılan bireysel başvurularda   Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, vergi yargılaması yapan
          kişi hürriyeti ve güvenliği, adil yargılanma hakkı, hak arama   mahkemelerin çelişkili kararlar vermesinin “öngörülebilirliği” ve
          hürriyeti, suç ve cezaların kanuniliği, mülkiyet hakkı, eşitlik,   vergilerin kanuniliği ilkesini zedelediğine karar vererek, Ukrayna
          temel hak ve hürriyetlerin korunmasının ihlaline ilişkin iddialarda   Devleti’ni, “mülkiyet hakkı”na karşı haksız bir müdahalede
          bulunulmaktadır. Anayasa Mahkemesi kararlarında, mülkiyet   bulunduğu gerekçesiyle tazminat ödemekle cezalandırmıştır.
          hakkının ihlali için "sahip olunan mülke" bir müdahalenin   Genel olarak bu kararda anlam ve kapsamı açık olmayan
          bulunulması gerektiği belirtilmiştir. Mülkiyet hakkı kapsamında   iç hukuk düzenlemelerinin yarattığı belirsizlik nedeniyle,
          sahip olunan şey, mevcut bir şey olabileceği gibi, mal varlığına   yargı organlarının farklı ve çelişkili yorumda bulunması
          ilişkin değerler de olabilir. Mükellef vergi ödemekle yükümlü   öngörülebilirliğe aykırı bulunmuştur. 18
          olduğu miktar kadar paradan yoksun kaldığı için, aslında genel
          olarak vergi mülkiyet hakkına bir müdahaledir. 15   Sonuç

          Vergi politikaları ve bu politikalar kapsamında alınan önlemler,   Geleceğe yönelik öngörülebilir belirlemeler yapılabilmesi
          bireylerin mal varlıklarını ve dolayısıyla mülkiyet haklarını   için hukuki güvenliğin sağlanması, hukuk devletinin ön
          etkilemektedir. Ek 1 No.lu Protokol’ün 1’inci maddesinin   koşullarındandır. 5 Aralık 2017 tarihli Resmi Gazete’de
          “Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına   yayımlanan 7061 sayılı Kanun ile gayrimenkul sermaye iradının
          uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da   tespitinde kullanılan götürü gider oranı 1 Ocak 2017 tarihinden
          başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için   itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere % 25’ten %
          gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları   15’e düşürülmüştür. Götürü gider usulünü seçen mükelleflerin
          hakka halel getirmez.” hükmü devletlere vergi ve benzeri   bu usulden iki yıl dönemeyecekleri de dikkate alındığında, söz
          ödemelerin tahsilatının sağlanması amacıyla gerekli önlemleri   konusu yasal düzenleme ile bireylerin (2016 yılında ilk defa
          alma hakkını vermektedir. Fakat yeni vergiler konulması, vergi   götürü gider usulünü seçenler ile 2017 yılında götürü gider
          iadesinin zamanında yapılmaması, fazla ve yersiz ödenen   usulünü seçeceği için gerçek gider usulüne dönük herhangi bir
          verginin iade edilmemesi gibi durumlar Avrupa İnsan Hakları   hazırlık yapmayanlar) geçmişte yaptıkları tercihler dolayısıyla
          Mahkemesi’nde dava konusu edilebilmektedir. 16      öngörülemeyen mali yüklere maruz kalacaklarını söyleyebiliriz.
                                                              Düzenlemenin 2019 yılında elde edilecek gelirleri kapsayacak
          Hem Anayasa Mahkemesi hem de Avrupa İnsan Hakları   şekilde hayata geçirilmesi veya bir geçici madde ile iki yıl
          Mahkemesi, vergilendirme ile ilgili alınan önlemlerin mülkiyet   seçimden dönememe kuralına bir istisna getirilmesi isabetli
          hakkına bir müdahale olduğu görüşündedir. Bunun bir   olabilirdi. Bireylerin varlıkları üzerindeki tasarrufunu doğrudan
          örneğini, Anayasa Mahkemesi’nin 13.12.2017 tarihli Ford   ve öngörülebilir nitelikte olmayacak şekilde etkileyecek
          Motor Company Başvurusu Kararı’nda görebiliriz. ABD’de   böyle bir hukuki değişiklik, bireylerin devlete olan güvenini
          mukim olup Türkiye’de kurulan Ford Otomotiv Sanayi Anonim   zedeleyebilecektir. Bu nedenle bireylerin, vergilendirme aracılığı
          Şirketinin (Ford Otomotiv) yüzde 41,04 oranında ortağı olan   ile yapılan müdahaleleri önceden görebilmeleri ve durumlarını
          başvurucu şirket, Türkiye’de yaptığı yatırımlar nedeniyle   buna göre ayarlayabilmeleri önem arz etmektedir.
         14  Katoğlu, Tuğrul (2013). Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Bakımından Hukuki Güvenlik İlkesi. Kamu Hukukçuları Platformu, Hukuk
              Güvenliği, 8-9 Kasım, Ankara s.145-146.
         15  Sağlam, Öykü (2016). Vergi Hukukuna İlişkin AİHM ve Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru Kararlarının Mülkiyet Hakkı Kapsamında
               Değerlendirilmesi, Vergide Gündem.
         16  Şimşek, a.g.e.
         17  2014/13518 başvuru numaralı Anayasa Mahkemesi Kararı 13.12.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
         18  Yaltı, Billur (2011).Mülkiyet Hakkına Vergisel Müdahalede Kanunilik: İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin Yeni Kararlarında “Çelişik
              Mevzuat” ve “Çelişik İçtihat”. Vergi Sorunları Dergisi, Eylül, Sayı:276.
     8                                                  Nisan 2018
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13