Page 3 - EY-VG_Temmuz_2020_v3
P. 3

bir yaklaşım" ile ilerlenmesi teklif ediliyor. Bu haber, ABD’nin   vergilemesi üzerine inceleme başlattı. Avusturya, Brezilya, Çek
          taktiğinin Avrupa'nın müzakere stratejisinde neden olduğu   Cumhuriyeti, AB, Hindistan, Endonezya, İtalya, İspanya, Türkiye
          değişikliği açıkça ortaya koyuyor.                  ve İngiltere’nin yetkili makamlarıyla konsültasyon talep edildi.

          Ancak AB liderleri ve OECD’nin daha önce belirlenen “2020   Küresel dijital şirket vergilemesindeki en önemli sorun,
          sonunda uluslararası uzlaşıya dayalı anlaşmayı hayata geçirme   “faaliyetin ticari olmasına karşın fiziki işyeri” oluşmadığı için,
          hedefini” pandemi nedeniyle değişen koşullara rağmen ısrarla   kaynak ülkenin vergilemeyi “ticari faaliyette kazancın tespit şekli
          koruduğu görülüyor. Aksi takdirde, bu projenin başarısız   safi kazanç esasında vergileme” esasına göre yapılamamasıdır.
          olması halinde, OECD’nin tahminlerine göre 2020’nin sonunda   Bu nedenle, küresel dijital şirketlere yönelik vergileme
          tek taraflı yasal düzenlemelerle “dijital şirket” vergilemesini   girişimleri, “dijital hizmet vergisi” uygulamalarındaki gibi gelir/
          yürürlüğe koyan ülke sayısının 40-50’yi bulması bekleniyor.   kazanç yerine hasılat üzerinden vergileme esasına dayalı olarak
                                                              gerçekleştiriliyor. Çünkü bu şirketlerin bulunduğu ülkeler ile
          Diğer taraftan, ABD’de 2020’nin son çeyreğinde yapılacak   dijital hizmet vergisi yürürlüğe koyan ülkeler arasında “çifte
          başkanlık seçiminin, dijital vergilendirmeye dair çözüm takvimini   vergilemeyi önleme anlaşmaları” yürürlükte olup, bu anlaşmalar
          2021 yılına erteleyebileceğini de hatırlatmakta fayda var.   “fiziki işyeri oluşmadığı” sürece ticari kazancın vergileme
                                                              hakkını şirketin mukim olduğu ülkeye vermektedir.
          Dijital şirketler neden hedefte?
                                                              İkinci bir soru ise, küresel dijital şirketler hasılat tarafında
          Teknoloji odaklı ve dijital uygulamalara dayalı iş modellerinin   tüm dünyada çok yüksek hasılatlara ulaşmalarına rağmen
          yükselişiyle birlikte patent ve yazılım gibi değerlemesi zor   safi kazançları ortaya çıkmayabiliyor. Bu durum söz konusu
          varlıklara sahip şirketlerin ne şekilde vergilendirileceği son   şirketlerin mukim olduğu ülkedeki politikacılar için “dijital hizmet
          derece zor ve karmaşık hale geldi. Sınai fikri mülkiyetin   vergilemesine” karşı olumlu bir argüman olurken, kaynak ülke
          geliştirildiği yer ve hasılatın elde edildiği pazarın yer aldığı   politikacıları ise safi kazanç yerine dijital hizmet vergisinin
          ülkelerin vergi idareleri karşı karşıya geldi.      “kendi pazarlarından elde edilen hasılat ile dijital şirketlerin
                                                              kendi ülke vatandaşlarının verisi karşılığında” olarak ödenmesi
          Kazançlarını düşük vergilemenin olduğu ülkelere aktararak   gerektiğini savunuyorlar. OECD’deki görüşmelerde tarafların
          vergiden kaçınmakla suçlanan bu şirketlerin adil bir biçimde   uzlaşı sağlayamadıkları en önemli sorun hasılata karşı kazanç
          vergilendirilmesi yönündeki girişimler yeni değil. OECD, BEPS   esaslı vergilemedir. ABD’nin başlattığı incelemelerin odak
          projesiyle uzun yıllardır bu konuda çalışma yürütüyor. Ancak   noktası bu olacaktır.
          dijital şirket olarak adlandırılan bu şirketlerin gelirlerinde
          görülen artış ve yeni iş modelleri ile hasılatlarının çok   ABD’nin çelişkisi
          büyük bölümünün “fiziki işyeri” olmaksızın gerçekleştirilen
          faaliyetlerden elde edilen gelirlerden oluşması, pazar   ABD içinde bu konuda bir süredir yaşanan gelişmelere
          konumunda olan ülkelerin, tek taraflı yasal düzenlemelerle   baktığımızda, enteresan bir çelişki ortaya çıkıyor. Bu çelişki,
          dijital hizmet vergisi veya başka adlarla vergileme eğilimi   ABD Yüksek Mahkemesinin “Wayfair” kararı olarak adlandırılan
          göstermelerini tetikleyen unsur oldu.               mahkeme kararı ile “satış vergisi” için “fiziki işyeri” varlığının
                                                              elimine edilmesidir.
          Çünkü Avrupa Komisyonu’nun 2018 yılı verilerine göre,
          küresel teknoloji devlerinin ödedikleri vergi oranı ortalama   2018 yılında kadar ABD’de uzaktan satışlar ile ilgili “Quill Corp.”
          yüzde 9,5 iken geleneksel şirketlerin ortalama vergi yükü   Kararına göre, fiziki işyeri olmadığı durumda bir adrese teslim
          yüzde 23,2. Hal böyleyken bunun üzerine bir de pandemi   edilen ürünlerde satış vergisi olmadığına ilişkin 1992 tarihli
          süreciyle birlikte başta alışveriş olmak üzere online hizmetlerin   Yüksek Mahkeme kararı vardı. Ancak 2016’dan beri “fiziki
          kullanımının iyice artmasıyla, neredeyse bütün sektörler   işyeri” (nexus) konusu tekrar gündeme geldi. Eyaletler, Quill
          önemli sıkıntılar yaşarken, dijital verginin kapsamına giren   kararına karşı satış vergilerini yürürlüğe koymak için “fiziki
          teknoloji devleri servetlerine servet kattılar. Diğer taraftan bu   işyeri” (nexus) ilkesini hayata geçirecek yasalar çıkardılar. 2016
          şirketler de gelecek için ciddi Ar-Ge faaliyeti gerçekleştirmeleri   yılında, Güney Dakota kendi ekonomik nexus ilkesini yasaya
          nedeniyle kazançlarının azalmasından ve geleneksel şirketlerle   koyarak fiziki işyeri olmayan satıcılara vergi mükellefiyeti getirdi.
          karşılaştırıldıklarında daha az vergi ödedikleri sonucunun ortaya   Mükellefiyet eşiği olarak, satıcının en az “200 ayrı satış veya
          çıkmasından şikayetçi.                              toplam 100.000 ABD Doları hasılat” şartı belirlendi.

          Kâr vergilemesine karşı hasılat vergilemesi         Ancak yasaya karşı açılan davada Güney Dakota'daki ilk derece
                                                              mahkemesi “Quill kararı” ile bağlı olduğunu belirterek davacılar
          Hükümetlerin COVID-19 salgının ekonomilere maliyeti nedeniyle   lehine karar verdi. Bu karara karşı eyalet yönetiminin ABD
          artan gelir ihtiyaçlarına ek olarak, salgın döneminde dijital   Yüksek Mahkemesine itirazı kabul edildi ve Yüksek Mahkeme
          hizmet vergilemesinin hedefindeki şirketlerin gelirlerindeki   21.6.2018 tarihindeki “Wayfair” davasında, “1992 yılındaki
          artış, dijital hizmetlerin vergilendirilmesini iyice ön plana çıkardı.   Quill davasındaki fiziki işyeri” kuralını doğru bulmayarak eyalet
          Bu durum COVID-19 ile mücadele kapsamında uygulamaya   lehine karar verdi.
          başladıkları yardım paketlerinin finansmanında “küresel dijital
          şirketleri” daha açık hedef haline getirdi.         Wayfair kararıyla “fiziki işyeri kuralı” artık eyaletleri bağlayan ve
                                                              mükelleflerin güvenebileceği bir standart olmaktan çıktı. Çoğu
          Bunun üzerine ABD yönetimi 2 Haziran 2020 itibariyle   eyalet benzer yasalar çıkarmaya başladı. ABD’nin küresel dijital
          aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkelerin dijital şirket   şirketlerin hasılatları üzerinden vergi almaya çalışan ülkelere


                                                       Temmuz 2020                                              3
   1   2   3   4   5   6   7   8