Page 7 - EY-VG_Kasim_2021_v2
P. 7

Yukarıda kısaca özetlendiği üzere, vergi hukukumuzda fazla   alınabilecek yegâne faiz 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
          veya yersiz vergilerin iadesinin faiziyle birlikte yapılması   Usulü Hakkında Kanun ile düzenlenen tecil faizidir. Bu yaklaşım
          önce içtihat ile kabul görmüş ve sonradan yasa seviyesinde   esasen faiz talep edilebilmesinin ancak bir yasa yahut sözleşme
          düzenlenmiştir. Görece yeni olan bu anlayışın uygulamasında   hükmünün varlığında mümkün olduğu yönündeki yaklaşımın bir
          çeşitli farklılıklar ortaya çıkmıştır. İşte iade edilecek vergiler   devamı niteliğindedir. Bu bağlamda yasal dayanağı teşkil eden
          açısından faizin hesaplanmasında dikkate alınacak faiz oranı da   VUK’un 112’nci maddesinin dördüncü fıkrasında tecil faizi işaret
          uygulama farklılıklarının sık rastlandığı konulardan birisi olarak   edilmekteyken, bahse konu vergi iadelerinde bu faize göre işlem
          karşımıza çıkmaktadır.                              tesis edilmelidir.
          Vergi iadelerinde faiz uygulamasının tarihçesinden   Hemen ifade edilmesi gerekir ki vergi yargısında iki yaklaşıma
          bahsedilmekteyken, konuya ilişkin yasal düzenlemelerde   uygun kararlar pekâlâ görülebilmektedir. Söz gelimi, Danıştay
          hangi faiz oranlarının öngörüldüğüne değinilmesinde fayda   4. Dairesi 2014 tarihli bir kararında, yukarıda ele alınan ilk
          bulunmaktadır. Bilindiği üzere, hukukumuzda faize ilişkin genel   yaklaşıma paralel birtakım açıklamalarla yersiz ve fazladan
          kanun niteliğindeki 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine   tahsil edilen verginin iadesinde yasal faize hükmedileceği
                                                                                    9
          İlişkin Kanun’un 1’inci maddesinde yasal faiz düzenlenmektedir.   gerekçesine yer vermektedir.  Yine aynı dairenin daha eski bir
          Yasal faiz oranı, iş bu çalışmanın yapıldığı tarih itibarıyla   başka kararında, “Mahkemece faiz yönünden yeniden verilecek
          (ve 2005/9831 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na istinaden   kararda; 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin
          01.01.2006 yılından bu yana) yıllık %9 oranıdır. Bunun yanında   Kanun hükümleri dikkate alınarak karar verilmesi gerekeceği
          VUK’un 112’nci maddesinin dördüncü fıkrası 4369 sayılı Kanun   tabidir.” denilmektedir. 10
          ile ilk düzenlendiğinde, vergilerin tecil faiziyle birlikte iade
          edilmesi öngörülmekteydi. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda   Danıştay 7. Dairesi’nin 2018 tarihli bir kararında da benzer
          değinilen iptal kararının ardından 6322 sayılı Kanun ile tekrar   şekilde faizin belirli bir miktar paradan yoksun kalınmasıyla
          düzenlenen ve halihazırda yürürlükte olan hükümde de aynı   doğan zararın tazminine yönelik olduğu vurgulanmakta ve
          şekilde tecil faizine yer verilmektedir. Tecil faizi oranı iş bu   3095 sayılı Kanun kapsamında faiz uygulanması gerektiği
          çalışmanın yapıldığı tarih itibarıyla (ve Sıra:C No:5 Tahsilat Genel   ifade edilmektedir. 11  Nitekim, Danıştay 9. Dairesi ise 2018
          Tebliği’ne istinaden) yıllık %15’tir.               tarihli bir kararında, tecil faizine hükmeden vergi mahkemesi
                                                              kararını “haksız yere alınan vergi nedeniyle yoksun kalınan
          III. Fazla veya yersiz verginin iadesinde faiz      tutarın ödemenin yapıldığı tarihten itibaren, Danıştay'ın yerleşik
          oranına ilişkin yargının yaklaşımı                  hale gelen içtihatlarıyla kabul edilen ve bu husustaki genel
                                                              hükümleri içeren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine
          Yukarıda izah olunduğu üzere, fazla veya yersiz verginin   ilişkin Kanun'da öngörülen oranda faiz uygulanarak ilgilisine
                                                                                                 12
          iadesinde faizin oranı konusunda uygulamada farklılıklarla   ödenmesi gerektiği” gerekçesiyle bozmuştur.   Son olarak
          karşılaşılmış olup, bu farklılıkların özellikle iki yaklaşım olarak   VDDK’nın 2013 tarihli bir kararında, yasal bir dayanağı olmadığı
                                          8
          değerlendirilmesi mümkün bulunmaktadır.             halde faize hükmedilemeyeceği gerekçesine dayanan Danıştay
                                                              3. Dairesi’nin bozma kararı karşısında 3095 sayılı Kanun’a göre
          İlk yaklaşım, fazla veya yersiz verginin iadesinde faizin idarenin   yasal faize hükmeden ilk derece mahkemesinin direnme kararı
                                                                       13
          genel mali sorumluluğundan kaynaklandığı, dolayısıyla bu   onanmıştır.
          çerçevede yoksun kalınan paradan kaynaklanan zararın ortadan
          kaldırılmasına yönelik bir şekilde faize hükmedilmesi gerektiği   Yukarıda aktarılan kararların aksi yönünde Danıştay kararları da
          ve bu faizin de yasal faiz olarak hesaplanacağı yönündeki   mevcuttur. Örneğin Danıştay 4. Dairesi’nin 2014 yılında verdiği
          yaklaşımdır. Bir başka ifadeyle, bu yaklaşıma göre fazla veya   bir kararda şu gerekçeye yer verilmiştir:
          yersiz vergi alınması nedeniyle ilgili tutardan mahrum bırakılan
          mükellefin zararının giderilmesi, ancak 3095 sayılı Kanuni Faiz   “Vergi Usul Kanunu'nun 112/4. maddesinde, fazla veya yersiz
          ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’a göre yasal faiz oranında bir   olarak tahsil edilen vergilerin iadesinde, 6183 sayılı Kanuna
          faiz hesaplanmasıyla mümkündür.                     göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz uygulanacağı
                                                              belirtildiğinden, ilk maddesinde; Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret
          Diğer yaklaşıma göre ise VUK’un 112’nci maddesinin açık   Kanunu’na göre faiz ödenmesi gereken hallerde uygulanacağı
          hükmü karşısında fazla veya yersiz verginin iadesinde dikkate   belirtilen 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin






          8  Esasen konuya ilişkin yargının ikiden fazla yaklaşımının olduğunu ifade etmek gerekir. Çalışmanın özlü kalması adına daha baskın olduğu
           düşünülen yaklaşımlara yer verilmiş ve geri kalanlar ise göz ardı edilmiştir. Bunlar arasında en dikkat çekici olanı, doktrinde çeşitli yazarlarca
           ifade edilen vergi idaresinin kendi alacağına uyguladığı faiz oranı olan gecikme faizinin iade hesabında dikkate alınacağı yönündeki görüştür.
           Faiz ödenip ödenmeyeceği yahut dikkate alınacak faiz oranına ilişkin yargı kararlarında gözlemlenen yaklaşımlar hakkında daha detaylı bilgi
           için, bkz. HATİPOĞLU, s. 438 vd.
          9  Danıştay 4. Dairesi’nin 20.01.2014 tarihli, E.2010/4477 ve K. 2014/261 sayılı kararı.
          10  Danıştay 4. Dairesi’nin 06.10.2011 tarihli, E.2011/5499 ve K. 2011/6892 sayılı kararı.
          11  Danıştay 7. Dairesi’nin 19.04.2018 tarihli, E.2017/473 ve K. 2018/2600 sayılı kararı.
          12  Danıştay 9. Dairesi’nin 16.04.2018 tarihli, E.2015/5620 ve K. 2018/2360 sayılı kararı.
          13  Danıştay VDDK’nın 30.04.2013 tarihli, E.2011/519 ve K. 2018/163 sayılı kararı.

 Kasım 2021                                             Kasım 2021                                              7
   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12