Page 2 - EY-VG_Agustos_2020_v4
P. 2

Vergide Gündem
            Abdulkadir Kahraman












                                            Temerrüt faizinden vergi mi ödeyeceğim?

                                            Üretim faktörü olarak sermaye


                                            Ekonomik işleyişte bir ürün veya hizmetin oluşması üretim faktörlerinin bir araya
                                            getirilmesine bağlıdır. Sosyalist ve benzeri sistemler dışında, üretim faktörleri bir kişi
                                            veya kurumun kontrolünde olmayıp; farklı kişiler ve/veya kurumların sahipliğinde
                                            bulunmaktadır. Özü itibarıyla üretim sürecinde kullanılan faktörler türlerine göre
                                            üretimden pay alır. Örneğin üretim sürecinde borç veya kredi olarak kullanılan
                                            sermayenin getirisi “faiz” olarak adlandırılırken, sermayenin kullanım şekline bağlı
                                            olarak sermayedarın üretimden aldığı getiri farklılaşabilmektedir.

                                            Ülkemizde yürürlükte bulunan Gelir Vergisi Kanunu’na göre faiz gelirlerinin de
                                            aralarında yer aldığı “menkul sermaye iratları”; nakdi sermaye veya para ile temsil
                                            edilen değerlerden oluşan sermaye sahiplerinin elde ettiği “kâr payı, faiz, kira ve benzeri
                                            gelirler” olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir deyişle, nakit para veya parayla temsil edilen
                                            sermayenin getiri türlerinden biri “faiz” geliri olarak adlandırılmakta ve genel kural
                                            olarak vergiye tabi tutulmaktadır. Gelir sahibinin gerçek kişi veya tüzel kişi olmasına
                                            bağlı olarak vergileme esasları farklılaşmaktadır.

                                            Temerrüt faizi nedir?

                                            Peki temerrüt faizi nedir ve neden ödenir? Detaya girmeden önce, “temerrüt”
                                            kelimesinin anlamına bakalım. Türk Dil Kurumu sözlüğünde temerrüt, “herhangi bir
                                            sebebe dayanmaksızın borcu ödememekte direnme, direnim” olarak açıklanıyor.

                                            Kelime anlamı dışında “faiz” ve “temerrüt faizi” kavramlarının hukuk sistemimizde
                                            yer aldığını ve kanunlarda tanımlandığını görüyoruz. Hukuk sistemimizin önemli
                                            kanunlarından biri olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Borç İlişkisinin Hükümleri”
                                            bölümünde “faiz” ve “temerrüt faizi” düzenlenmiş olup; Kanun’un 88’inci maddesinin
                                            kenar başlığı “faiz”, 119’uncu maddesinin kenar başlığı ise “temerrüt faizi” ile ilgili
                                            hükümleri içermektedir. Bu maddelerin gerekçelerinde “faiz ve temerrüt faizi” ile ilgili
                                            düzenlemelere ilişkin “3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunda
                                            yapılan son değişiklik dikkate alınarak, faiz oranının belirlenmesi yürürlükteki mevzuata
                                            bırakılmıştır” açıklaması bulunmaktadır. Buna ilave olarak, 6098 sayılı Kanun’un 122’nci
                                            maddesinde, alacaklının temerrüt faizini aşan zarara uğraması halinde, borçlunun
                                            alacaklının aşkın zararını da karşılamakla yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.

                                            Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM”) 4.12.1984 tarih ve 3095 sayılı “Kanuni Faiz ve
                                            Temerrüt Faizine İlişkin Kanun” ile ilgili E:1997/34, K:1998/79 sayılı iptal kararına
                                            bakıldığında faiz; kişi veya kurumların kullanımına terk ve tahsis edilen nakdî
                                            sermayeye karşılık sermaye sahibi lehine oluşan medenî bir “semere veya ivaz” olarak
                                            tanımlanmıştır. Söz konusu kararda “temerrüt faizi, alacaklının zararını karşılamak
                                            amacıyla, sözleşmeden doğan edinimi taahhüdüne uygun biçimde süresinde, muaccel
                                            hale gelen borcu vadesinde ödemeyen borçlunun vadeden sonraki süreden yararlanmış
                                            olma sonucu alacaklı lehine doğan nakdî ödenti” şeklinde ifade edilmiştir.

                                            Diğer taraftan, temerrüt faizi ile ilgili 3095 sayılı Kanun’un gerekçesi “edimini veya
                                            vadesinde borcunu ödemeyen kötü niyetli kişilerin bu davranışlarının önüne geçilmesi,
                                            kanunî faiz ve temerrüt faizinin günün koşullarına uydurulması” olarak açıklanmıştır.
                                            Bahse konu Kanun’un 2’nci maddesine göre, paranın geri ödenmesinde temerrüde
                                            düşen borçlunun sözleşme ile aksi kararlaştırılmadığı takdirde geçmiş günler için

     2                                                 Ağustos 2020
   1   2   3   4   5   6   7