Page 4 - EY-VG_Agustos_2020_v4
P. 4

Vergide Gündem
            Dr. Merve Dolbun












                                            İkale sözleşmeleri ve vergisel sonuçlar

                                            Giriş


                                            İkale sözleşmeleri 4857 sayılı İş Kanunu’nda açıkça düzenlenmemiştir. Bu olanak
                                            gerek yargı kararları ile ve gerekse öğretide sözleşme özgürlüğü çerçevesinde kabul
                                            edilmektedir. Dayanağını Anayasa’dan alan sözleşme özgürlüğü ilkesi (AY. m. 43; TBK.
                                            m.26) taraflara sözleşme yapma, bunun içeriğini belirleme ve sözleşmeyi sona erdirme
                                            yetkilerini verir. Bu bakımdan iş sözleşmesi de ister belirli süreli olsun ister belirsiz
                                            süreli olsun işçi ile işverenin anlaşması üzerine sona erdirilebilir. İş sözleşmesinin sona
                                            erdirilmesine ilişkin bu anlaşmaya ikale denilmektedir. Yargıtay bunun için “bozma
                                            sözleşmesi” terimini de kullanmaktadır. İkale, iki taraflı bir hukuki işlemdir; öneri (icap)
                                                          1
                                            ve kabul ile oluşur.  Belirtilen özelliği dolayısıyla ikale bir bozma sözleşmesi olup Borçlar
                                            Kanunu’nun genel hükümlerine tabidir. 2

                                            Anlaşılacağı üzere hukukumuzdaki sözleşme yapma serbestisinin bir yansıması olarak
                                            işçi ve işverenlerin anlaşarak iş sözleşmesini fesih dışında bir yol olarak anlaşma
                                            yöntemi ile yani ikale ile sona erdirmesi söz konusu olabilmektedir. İkale bir fesih
                                            olmayıp işçi haklarının zedelenmesinin muhtemel olması nedeniyle şüphe ile yaklaşılan
                                            bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle işçinin yeterince korunduğuna
                                            ilişkin hükümlere yer verilmedikçe iş güvenliğini tehdit ettiğinden iş sözleşmesinin ikale
                                            ile sona erdirilmesi geçerli olmayıp ilgili durum iş sözleşmesinin işveren tarafından tek
                                            yanlı feshedilmesi olarak kabul edilmektedir. İlgili sözleşmenin ikale yerine fesih olarak
                                            değerlendirilmesi ile ortaya çıkan sonuçlar da farklılaşmaktadır. Bu bakımdan yapılan
                                            ve ortaya konulan sözleşmenin ikale olarak değerlendirilebilmesi için iş güvenliğini
                                            zedelemeyecek nitelikte olması ve işçiye makul yarar sağlayan hükümleri içermesi
                                            gerekmektedir.

                                            Hukuksal anlamda bu tip şartları haiz olması gereken ikalenin hukuksal şartlarının
                                            bir yansıması olarak içerisinde tazminat niteliğinde olan belli tutarlara yer vermesi
                                            gerekmektedir. İşte hukuksal bir şart olarak bu tutarlara yer verilmesi çeşitli yönlerden
                                            vergisel sorunları da beraberinde getirmektedir. İlgili ikalenin damga vergisine tabi olup
                                            olmayacağı ve içerisinde bulundurulan tazminat tutarlarının ücret sınıflandırılmasına
                                            tabi olup üzerinden gelir vergisi, sigorta primi ve damga vergisi hesaplanıp
                                            hesaplanmayacağı tartışılmıştır. Bu hususta son yıllarda yapılan mevzuat değişiklikleri ve
                                            desteklenen özelgeler ile belli bir noktaya gelmiştir.
                                            A. İş sözleşmelerinin fesih dışı sona erme yolları

                                            İş sözleşmelerinin sona erme yolu olarak karşımıza genellikle işçi veya işveren tarafından
                                            tek yanlı olarak sona erdirilmesi yani fesih çıkmaktadır. Ancak iş sözleşmelerinin sona
                                            ermesi konusunda fesih dışında da sona erme yolları mevcuttur.

                                            Fesih dışında sona erme yolları arasında öncelikle belirli süreli iş sözleşmeleri için belirli
                                            sürenin dolması sayılabilir. İş sözleşmesinin türü ne olursa olsun işçinin ölümü ile iş
                                            sözleşmesi kendiliğinden sona ermektedir. Hukukumuzda iş ilişkilerinin mirasçılara
                                            geçmesi söz konusu değildir. Mirasçılar sadece parasal hakları talep edebilmektedir.
                                            İşverenin ölümü ile de iş sözleşmesi sona erebilir. Ancak işçinin ölümü ile sona ermedeki
                                            kesinlik burada mevcut değildir. İşverenin ölümü ile bazı durumlarda iş sözleşmesinin
                                            devam etmesi mümkündür.
                                            1  Savaş Taşkent, Devrim Ulucan, Öner Eyrenci, Bireysel İş Hukuku, Beta Yayınevi, 9. Baskı,
                                                2019, s.180-183
                                            2  4/2/2011 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu

     4                                                 Ağustos 2020
   1   2   3   4   5   6   7   8   9