Page 13 - VG_Aralik2023
P. 13
İlk olarak belirtmek gerekir ki, ek MTV kararında kanunilik kriteri karmaşık yapısı gereği mümkün değildir. Zira yararlanılan
değerlendirilirken geriye yürüme ve hukuki güvenlik bağlamında indirim ve istisnalar üzerinden tespit edilecek ek vergi külfetinin
bir tartışmaya yer verilmediği görülmektedir. Bunun nedeni her örnekte orantılı sonuç vermesi zaten mümkün değildir. Yine
olarak, AYM’nin devam eden ve dolayısıyla hukuki sonuçların yukarıda verilen örnek üzerinden gidersek, 2022 mali yılında
tam manasıyla doğmadığı vergilendirme dönemlerine yönelik zarar eden ve yine de ek vergi ödemek durumunda kalan bir
düzenlemelerin gerçek olmayan geriye yürüme olduğu mükellef açısından ek vergi düzenlemesinin orantılı olmadığı
yönündeki görüşü düşünülebilir. Zira ek MTV devam eden 2023 tartışmasızdır.
yılı hesap dönemi içerisinde, bahse konu dönem kapanmadan
ihdas edilmiştir. Buna karşılık, yukarıda da değinildiği üzere, V. Sonuç
ek vergi açısından durum farklılık arz etmektedir. Öyle ki ek
vergi ise düzenleme tarihi itibarıyla kapanmış olan 2022 hesap Çalışmanın önceki bölümlerinde, AYM’nin ek MTV’ye ilişkin
dönemine ilişkin vergi yükünü farklılaştırmaktadır. Bu bağlamda, kararının gerekçesi ile ek verginin Anayasa’ya aykırılığı
ek vergiye ilişkin Anayasa’ya aykırılık iddialarını değerlendirirken yönündeki muhtelif iddialar ayrı ayrı ele alınmıştır. Esas olarak
AYM’nin geriye yürüme ve hukuki güvenlik açısından gerçek bir her iki vergi açısından da Anayasa’ya aykırılık tartışmalarına
tartışmaya gerekçede yer vermesi gerektiği kanaatindeyiz. konu edilen ilke ve kavramlar aynıdır. Bununla birlikte, çeşitli
yönlerden farklı olan bu iki verginin Anayasa’ya aykırılıklarının
Mali güce göre vergilendirme ilkesi bakımından ise ek MTV değerlendirilmesi halinde, 4. başlık altında ortaya koyduğumuz
kararında, verginin bir servet unsuru olan motorlu taşıt üzere, aynı kavram seti üzerinden farklı sonuçlara ulaşılması
üzerinden alındığı, servet unsurunun değeri ile buna karşılık gerekmektedir.
getirilen vergi külfetinin dengeli olduğu ve son olarak mevcut
istisnalar ve muaflıkların dikkate alındığı hususlarından bahisle Tüm bu hususlar ışığında, ek MTV kararında yer verilen
ek MTV mali güce göre vergilendirmeye uygun bulunmuştur. Ek gerekçenin ek verginin Anayasa’ya aykırılığına dair
vergi yönünden ise durum tamamen farklıdır. Öncelikle kabul iddiaları birebir karşılamadığı, ek vergiye ilişkin yapılacak
etmek gerekir ki 2022 yılında yararlanılan indirim ve istisnalar, değerlendirmede aynı kavram ve ilkeler üzerinden de olsa
gelir, harcama ve servet ekonomik unsurlarından hiçbirine farklı sonuçlara ulaşılması gerekeceği ve bu nedenle ek MTV
tekabül etmemektedir. Bir an için ek verginin gelir (kazanç) kararının ek vergi açısından emsal olarak kabul edilemeyeceği
unsuruyla ilişkili olduğu varsayılsa dahi, mevcut düzenlemenin kanaatindeyiz.
gelir unsurunu kavramaya müsait olmadığı ortadadır. Yukarıda
da belirtildiği üzere, ilgili dönemde zarar pozisyonundaki
şirketler dahi ek vergi ödemek durumunda kalmaktadır. Bu
durumun mali güce göre vergilendirme ilkesiyle bağdaşmadığı
kanaatimizce son derece açıktır.
AYM ek MTV’ye ilişkin kararında, genellik ve eşitlik ilkelerini
bir arada değerlendirmiştir. Gerekçede MTV’nin topluma
yayılmış bir vergi olduğu dolayısıyla genellik (vergi yükünün
adaletli dağılımı) yönünden bir ihlale sebep olmadığı ve keza
MTV’ye ilişkin istisna ve muaflıkların ek MTV’de dikkate
alınıyor olmasının, verginin kişiselleşmesi ve vergi adaletinin
sağlanmasına imkân tanıdığı sonuçlarına ulaşmıştır. Hemen
belirtmek gerekir ki ek MTV’nin aksine, ek vergi toplumun
tüm kesimlerini kapsamamakta, yalnızca kurumlar vergisi
mükelleflerinin %2’sinin vergilendirilmesi sonucunu
doğurmaktadır. Dolayısıyla genellik ilkesi yönünden ek
MTV’ye ilişkin Anayasa’ya uygunluk tespiti, ek vergi için de
geçerli sayılamayacaktır. Öte yandan, ek vergi uygulamasında
ek MTV’nin aksine, istisna ve indirimler dikkate alınarak
vergilendirmenin kişiselleşmesi yerine, doğrudan istisna ve
indirimler üzerinden vergi alınması yoluna gidildiğinden, aynı
konumda olan (aynı kurum kazancını elde eden) mükellefler
arasında farklı vergisel yüklere maruz kalınması durumu söz
konusu olmaktadır ki aynı konumdaki mükellefler için eşitlikten
ayrılmayı gerektiren hiçbir makul ve meşru neden söz konusu
değildir. Dolayısıyla eşitlik ve genellik ilkeleri açısından da
AYM’nin ek MTV kararının ek vergi açısından geçerli olmadığı
kanaatindeyiz.
Son olarak, orantılılık unsuru yönünden ölçülülük kriteri Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel
kapsamında bakıldığında ise AYM ek MTV kararında, verginin görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı
konusu olan motorlu taşıtların değerine göre nispeten düşük EY ve/veya Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk
bir külfet doğurması karşısında orantılılık açısından bir problem iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla
olmadığı değerlendirmesini yapmaktadır. Ek vergi açısından ise yorumlanabilen yapısı nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama
yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını
bu derece yüzeysel bir şekilde yapılması, bahse konu verginin tavsiye ederiz.
Aralık 2023 13