Page 13 - VEGUSUBAT2019
P. 13
AİHM, başvurucu şirketin KDV’den muaf tutulmasına ilişkin Yine AİHM’in ölçülülük unsurunu değerlendirdiği Eko-Elda
Avrupa Topluluğu Direktifinin ulusal hukukta doğrudan Avee/Yunanistan davasında 20 başvurucu şirket tarafından
uygulanabilir olduğunu belirtmiş ve başvurucunun ödemek 1988 Yılına ilişkin fazladan ödenen kurumlar vergisinin yerel
durumunda kaldığı KDV’lerin iadesini talep edebilmesi mahkeme kararı ile iadesine hükmedilirken, faize ilişkin talebi ise
bakımından haklı beklentisi olduğu yönünde karar vermiştir. söz konusu dönemde iç hukukta devletin faiz ödeyeceğine ilişkin
bir düzenleme olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Bununla birlikte Dangeville davasında AİHM’in, iç hukuk
makamlarınca yapılan müdahalenin genel yarar kapsamında AİHM, başvurucu tarafından fazladan ödenen verginin iadesinin,
meşru amacının bulunmadığı yönündeki değerlendirmesi, iade talebinden beş yıl sonra gerçekleşmiş olduğunun tespiti ile
Devletin mülkiyet hakkına müdahalede meşru amacı olduğu idarenin başvurucunun zararını da tazmin etmeksizin bu kadar
yönündeki diğer pek çok karardan ayrıştığından, bu yönüyle uzun bir süre için faiz ödemeyi reddetmesini bireysel yarar ile
önem taşımaktadır. kamu yararı arasında bulunması gereken adil dengeyi bozduğu,
dolayısıyla Sözleşmeye Ek 1 No.lu Protokolün 1. maddesinin
c. Müdahalenin ölçülü olması ihlal edildiği sonucuna varmıştır. 21
Vergilendirme yoluyla mülkiyet hakkına yönelik bir müdahalenin Yine Buffalo/ İtalya davasında 22 AİHM, kanuni merkezi
kamu yararına uygun bir amacı ve hukuki bir temeli olduğu İtalya’da bulunan ve kanunen ödemesi gereken miktardan fazla
kabul edilse dahi, söz konusu müdahale ölçülü değilse kurumlar vergisi ödeyen başvurucu, iadesine hak kazandığı
Sözleşmeye Ek 1 No.lu Protokol’ün 1. maddesi ihlal edilmiş verginin kendisine iade sürecindeki gecikme ile bu süre zarfında
olacaktır. Müdahalenin ölçülü olması açısından, müdahale katlandığı kredi maliyetleri ve faiz ödemelerine istinaden
ile ulaşılmak istenen amaç ile söz konusu amaca ulaşmada mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasında bulunmuştur.
kullanılan araç arasındaki dengenin varlığı önem taşımaktadır.
AİHM, vergi iadesinin gerçekleşmesinin beş ila on yıl sürdüğünü,
AİHM, mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiası ile yapılan söz konusu gecikmenin devletten kaynaklandığını ve vergi
başvurular kapsamında, vergilendirme yoluyla mülkiyet hakkına iadesi ödemelerinin makul süre olarak nitelendirilebilecek
müdahale olup olmadığını değerlendirme aşamasında ölçülülük süreden fazla süreli geciktirilmesinin, başvurucu şirket için
unsuru açısından “orantılılık”, “gereklilik” ve “elverişlilik” olmak belirsiz bir durum yaratmakla birlikte mal varlığına yönelen
üzere üç unsuru dikkate almaktadır. müdahalenin orantısız olduğu değerlendirmeleri ile Sözleşmeye
Ek 1 Numaralı Protokol’ün 1. maddesinin ihlal edildiğine karar
Hentrich davasında, AİHM vergi kaçakçılığını önlemenin kamu vermiştir. 23
yararı kapsamında meşru bir amaç olduğunu kabul etmekle
birlikte, ön alım yetkisinin kullanılması yoluyla müdahalenin Sonuç
kamu yararının gerçekleşmesi için başvurulması gereken
zorunlu bir yol olup olmadığı hususunu değerlendirmiştir. AİHM, devletlerin kişilerin mülkiyet hakkına yönelen ve
vergilendirme süreci boyunca gerçekleştirdiği müdahale ve
AİHM müdahalenin gerekli olup olmadığına ilişkin sınırlamalarına ilişkin geniş bir takdir yetkisi olduğu hususunu
değerlendirmesinde; Sözleşmeye üye devletlerde bulunmayan, pek çok kararında yinelemekle birlikte, söz konusu yetkinin
sistemli ve öngörülebilir şekilde uygulanmayan ve yerine başka sınırsız bir yetki olmadığını, müdahalenin kişiler üzerinde
pek çok farklı ve uygun yöntem kullanılabilecek olan bir tür vergi aşırı bir yük meydana getirdiğini ve genel yararla bireysel
güvenlik önlemi şeklinde nitelendirilebilecek ön alım yetkisini yarar arasındaki adil dengenin bozulduğu durumlarda
AİHS’ye Ek 1 No.lu Protokolün 1. maddesi kapsamında ölçüsüz mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna vardığı kararlarıyla
bulmuştur. 18 müdahalelerin ölçülü olması gerektiğini vurgulamaktadır.
Bu kapsamda, kişilerin mülkiyet hakkına yönelik vergisel
Ayrıca orantılılık açısından müdahalenin başvurucu mağdur müdahalelerin, hukuki dayanağı ile kamu yararına uygun
üzerinde aşırı bir yük oluşturup oluşturmadığı hususu da meşru bir amacı olmaması ve ölçüsüz olması halinde, anılan
değerlendirilmiş olup, mağdur Hentrich’in aşırı bir yüke maruz müdahalelerin Sözleşmeye Ek 1 No.lu Protokolün
kaldığı kanaatine varılmış ve böyle bir yükün sadece kişinin 1. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlalini
kendisi hakkındaki önlemi etkin bir biçimde tartışma olanağı oluşturacağını söylemek mümkündür.
bulduğu sürece meşru olarak kabul edilebileceği kanaatine
varılmıştır. 19
18 Bkz. Gümüşkaya, s.136
19 Yaltı, Billur. “Mülkiyet Hakkı Versus Vergilendirme Yetkisi: İnsan Hakları Avrupa Mahkemesine Göre Mülkiyet Hakkının Sınırı”, Vergi Dünyası,
Temmuz 2000
20 Eko-Elda Avee/Yunanistan, Başvuru No. 10162/02, K.T.09.03.2006
21 Yaltı, Billur. “İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Yargıçları-Türk Vergi Yargıçları: Mülkiyet Hakkı İhlali Okumalarından Bir Örnek: Vergi
İadelerinde Zaman/Değer Kayıpları”, Vergi Dünyası, Haziran 2007
22 Buffalo Srl In Liquidation/ İtalya, Başvuru No. 38746/97, K.T.3.07.2003
23 Yaltı, Billur. “İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Yargıçları-Türk Vergi Yargıçları: Mülkiyet Hakkı İhlali Okumalarından Bir Örnek: Vergi
İadelerinde Zaman/Değer Kayıpları”, Vergi Dünyası, Haziran 2007
Bu makalede yer alan açıklamalar, yazarının konu hakkındaki kişisel görüşünü yansıtmaktadır. Makaledeki bilgi ve açıklamalardan dolayı EY ve/veya
Kuzey YMM ve Bağımsız Denetim A.Ş.’ye sorumluluk iddiasında bulunulamaz. Mevzuatın sık değiştirilen ve farklı anlayışlarla yorumlanabilen yapısı
nedeniyle, herhangi bir konuda uygulama yapılmadan önce konunun uzmanlarından profesyonel yardım alınmasını tavsiye ederiz.
Şubat 2020 Şubat 2020 13